top of page

ÜRTİKER (KURDEŞEN)

Güncelleme tarihi: 13 Kas 2022

Ürtiker halk arasında “kurdeşen” olarak da bilinen ve çocukluk çağında acile sık başvuru nedeni olan bir deri hastalığıdır. En önemli belirtisi kaşıntılı, kızarık, deriden kabaran ve basmakla solan deri lezyonlardır. Toplumdaki bireylerin %25’i yaşamları boyunca en az bir kez ürtikerle karşılaşmaktadır. Bu lezyonlar ortaya çıktıktan sonra genellikle 1 ile 24 saat içinde kaybolup, başka bir deri bölgesinde tekrar ortaya çıkabilmektedir. Hastaların önemli bir kısmında ürtikerle birlikte anjiyoödem denilen deri altı tabakasında ve mukozalarda şişme de görülebilir. Ürtiker bazen tek başına sadece yaşam kalitesini etkileyecek sınırlı yakınmalara yol açarken bazen de hayati tehdit eden alerjik reaksiyonların belirtilerinden biri olabilmektedir. Bu nedenle ürtikerin tanınması ve doğru tedavi edilmesi için hekime başvurulması zorunludur.

Birçok sebep ürtikere neden olsa da çoğu hastada tüm tetkiklerin yapılmasına rağmen belirli bir neden ortaya konulamamaktadır. Akut ve kronik ürtiker nedenleri arasında farklılıklar bulunmaktadır. Akut ürtiker, alerjisi olan çocuklarda daha sık görülmektedir. Akut ürtikerde sık görülen nedenler; alerjik besinler ve besin katkı maddeleri, çeşitli ilaçlar, enfeksiyonlar, arı ya da böcek sokmaları ve barsak parazitleridir. Kronik ürtikeri olan hastaların çoğunu, yapılan tüm tetkiklere rağmen nedenin ortaya konulamadığı ve “idiyopatik ürtiker” olarak adlandırılan hasta grubu oluşturmaktadır. Kronik ürtikerin bir diğer grubu olan uyarılabilir ürtikerde ise nedenler; basınç, egzersiz, sıcak banyo, sıcak yiyecekler, soğuk ile temas, güneşe maruziyet, su ile temas ve titreşim olarak sıralanabilir.

Akut ürtikerde tetikleyici faktör (besin, ilaç vb.) belirli ise ileri tetkiklere gerek duyulmaz, ancak ilk defa karşılaşılan bir etken sonrası ürtiker gelişmiş ise o maddeye karşı alerji varlığını saptamak için alerji testi yapılması ya da enfeksiyon bulguları varsa enfeksiyon kaynağını ortaya koymak için gerekli testlerin yapılması uygun olacaktır. Uzun süreli ürtikerde ise özelliklede uyarılabilir olmayan ürtiker tiplerinde altta yatan hastalığı ortaya çıkarmak için çeşitli tetkikler yapılmaktadır. Bu tetkikler ile ürtikere neden olabilen; tiroid bezi hastalıkları, karaciğer hastalıkları, mide-barsak sistemi hastalıkları, romatizmal hastalıklar, enfeksiyon hastalıkları ve bağışıklık sistemi hastalıkları araştırılmaktadır. Uyarılabilir ürtikerde hastadan alınan bilgiye göre kesin nedeni bulmak için; buz küpü testi, sıcak banyo testi, egzersiz testi ve basınç uyarı testleri gibi testler yapılabilir.

Ürtiker tedavisinde ilk ve en önemli yaklaşım tetikleyici faktörlerden kaçınmadır. Yaygın görülen tetikleyici faktörler besinler, besin katkı maddeleri ve ilaçlardır. Çoğu besin katkı maddesi yalancı alerjen gibi davrandığı için rutin alerji testleri ile gösterilememektedir. Kronik ürtikerin alt grubu olan uyarılabilir ürtiker tanılı olguların bilinen tetikleyici faktörlerden kaçınması sağlanmalıdır. Ek olarak tetikleyici faktörlerden olduğu için psikolojik stres de en aza indirilmeye çalışılmadır.

Ürtikere yol açan neden ortaya konulamadığında ya da neden olan faktörden kaçınılmasına rağmen yakınmalar devam ettiğinde ilaç tedavisi başlanmalıdır. Ürtiker tedavisinde en sık kullanılan ilaçlar, ürtiker oluşumunda en önemli madde olan histaminin etkilerini ortadan kaldıran antihistaminiklerdir. İlk üretilen antihistaminiklerin etki süreleri kısadır ve beyine geçebilmesi sonucu; halsizlik, uyku hali gibi sinir sistemi belirtilerine yol açabilmektedir. Yeni geliştirilen 2. kuşak antihistaminiklerin ise etkileri uzun, beyine geçişleri sınırlı ve dolayısıyla sinir sistemi belirtilerine nadiren neden olan ilaçlardır. Bu nedenlerden ötürü ilk seçilecek ilaçlar 2. kuşak antihistaminik ilaçlardır. Kullanılan ilaçlardan fayda görülmediğinde antihistaminik ilacın dozu artırılmalı, doz artımına rağmen hala şikayetler devam ediyorsa hekimin seçeneği ek ilaçlara başlanmalıdır.

989 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

ANAFİLAKSİ

bottom of page